Sayın Türkiye Cumhurbaşkanı

Sayın Bakanlar,

Sayın Milletvekilleri,

Sabancı Vakfının Sayın Başkanı

Kalust Gülbenkyan Vakfının Sayın Müdiresi,

Hanımefendiler, Beyefendiler,

Sözlerime Cumhurbaşkanı Gül’e bu serginin resmi açılışını birlikte yapmamıza yönelik davetimi kabul ederek bizleri onurlandırdığı için teşekkür ederek başlamak isterim.

Kalust Gülbenkyan Vakfı, 2007 yılında Müzesinde Boğaziçi ve İstanbul’da günlük yaşantıyı anlatan manzaralardan oluşan 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarına ait sanat eserlerini sergilemişti. O zaman Avrupa kıtasının doğu ve batı ucundaki bu iki şehrin, İstanbul’un ve Lizbon’un hayret verici benzerlikte bir atmosferi ve manzarayı paylaştıklarını görmüştük.

Işık, su, kozmopolit yaşam, bir liman şehri olması, kültürlerin, medeniyetlerin, dinlerin ve kıtaların kesiştiği noktada bulunması, bütün bunlar Lizbon’un İstanbul ile ortak yönleri.

Bu nedenle, Türkiye’ye gerçekleştirmekte olduğum devlet ziyareti programına, aynı dönemde Lizbon sahnesinin nasıl olduğunu gösterecek bir sergiyi dahil etmeye karar vermiş olmam şaşırtıcı olmayacaktır.

Gülbenkyan Vakfını bu sergiyi düzenlemeye davet ettim ve bunun üzerine (Nobel Ödülü sahibi Türk yazar Orhan Pamuk’un “İstanbul: Bir Şehrin Anıları” kitabından esinlenerek) “Lizbon, Diğer Bir Şehrin Anıları” gerçekleşti.

Portekiz’in çok şey borçlu olduğu Kalust Gülbenkyan’ı büyüleyen Lizbon’un anısı, bu sergide 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarını en iyi temsil eden Portekizli ressamların gözüyle verilmektedir.

Değerli Başkanının şahsında Sabancı Vakfına olağanüstü evsahiplikleri ve gerek kendisinin gerek çalışma arkadaşlarının bu projenin gerçekleşmesi için gösterdikleri duyarlılık ve çabalarından dolayı teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde Kalust Gülbenkyan Vakfı Başkanı Emilio Rui Vilar’a, Vakıf Yöneticisi Teresa Patricio Gouveia’ya, Gülbenkyan Müzesi Direktörü Joao Castelo-Branco ve Helena Freitas ile bu serginin İstanbul’da düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkürlerimi ifade etmek isterim.

Lizbon, bin yıllık zengin tarihiyle, ozanlara ilham perisi, fadocuların şarkılarına konu olmuş bir şehirdir. Ancak bugün aynı zamanda geleceğin, kalkınmanın, girişimciliğin, teknoloji ve bilimin de şehridir. Tıpkı İstanbul gibi.

Bu serginin ziyaret edenlerde ülkemi ve başkentimizi daha iyi tanıma isteği uyandırmasını ve sadece Lizbon ve İstanbul’un değil, Portekizlilerle Türklerin de ne kadar ortak yönleri bulunduğunu keşfetmelerini sağlamasını umuyorum.

Cumhurbaşkanı Gül’e bu açılış törenine anlam katan katılımı için tekrar teşekkür ederim.